Bir ülke ekonomisini dengede tuttuğu süre boyunca, o ülke her zaman için kazançlı çıkacak ve daha güçlü olacaktır. Bu sayede yatırım yapmak isteyen yabancı yatırımcıların sayısı artacak, bu artış ile ulusal para, hızlı bir şekilde değer kazanmış olacaktır. Ülke ekonomisini etkileyen faktörler, o ülkenin gerilemesine neden olan en büyük düşman demektir. Ülkenin dengelerini olumsuz yönde etkileyen makro ekonomik sebepleri şu şekilde sıralayabiliriz:
Ödemeler Dengesi Ve Cari İşlemler
Gelişmekte olan bir ülke üzerinde cari işlemler açığının artışı, ekonomik büyümenin gittikçe çoğaldığını bizlere gösterir. Ortaya çıkan bu cari artışların, ilgili devletin borçlandırdığı ve enflasyon yönünde arttırıcı bir unsur olduğu aşikardır. Bu durumu şu yönde değerlendirmeye alacak olursak; gelişmiş olan bir ülke üzerinde (tüketimden çok üretim yapan ülke) cari fazlalığı oluşur ve bu durumda o ülkenin dış finansman yolu ile büyümesine olanak sağlar.

Ülkenin Enflasyonu
Enflasyonun ortaya çıkış nedenleri birden fazla faktöre bağlı olarak belirlenir. Genel olarak baktığımızda; enflasyonun, sunulan hizmetlere olan talebin karşılanamaması durumunda ortaya çıktığını söylemek gerek. Üretimi yapılan ürünlere talepler üretimden daha fazla olursa, mal ve hizmetlere ödenmeye razı bulunan fiyatlar da artmış olur. Ortaya çıkan bu durum, fiyatlar genel düzeyine çıkarak enflasyon oluşmasına neden olur. Ne zaman enflasyon oranı artarsa; işte o zaman üretim verimliliği azalır ve üretimden aracı olan kuruluşlara fon akış işlemi başlamış olur. Eğer enflasyon oranı optimal seviyeden aşağılara doğru iniş yaşarsa; ticari ve mali sektör üzerinde durgunluk ortaya çıkar.
Tam aksine, enflasyon rakamı olması gereken seviyede kendini korursa; üretim alanında dengeler tam olur ve bu durumda ekonomik büyümeyi olumlu yönde etkiler. Yalnız enflasyon yüksek seviyelere ulaşırsa, ülkenin gelir kararsızlığını ortaya çıkarır ve bu durum ekonomik büyümenin önüne geçebilir.
Ülkenin İşsizlik Oranı
İşsizlik oranı nedir? Çalışmak isteyenlerin iş bulamaması, ekonomideki işsizlerin toplam işgücünü ifade eder. Eğer bir ülke üzerinde işsizlik oranı hızla yükselmeye başlamış ise; hane halkına düşmesi gereken gelir payı daha azlara inmiş demektir. Bu olumsuzluktan ötürü hane halkı az gelir elde etmiş olur. Bu duruma bağlı olarak, ülke üzerinde tüketim azalmaya başlar. Tüketimin azalması demek, şirketlerin üretimini aza indirmesi ve buna ek olarak; çalışan sayısında düşüşe gitmesi demektir.
İşsizlik oranının düşmesi, hane halkına düşen gelirin iyi seviyelerde olmasına katkı sağlar ve tüketimin canlılık kazanmasına olumlu yönde etki eder. Bu duruma bağlı olarak şirketler, artan talebi yerine getirmek için üretimi hızlandırırlar ve hızlılık ile birlikte personel alımında artış ortaya çıkar. İşsizliğin azaldığı ya da ortadan kalktığı bir ülkede, üretimin de artması ile ekonomik büyüme başlar. İşsizlik verisi, bir ülkenin ekonomik durumunu rahat bir şekilde ortaya çıkarır diyebiliriz. Aynı zamanda o ülkenin de para birimi değer kazanmaya başlamış olur.

Ülke İçerisindeki Faiz Oranları
Ülkedeki faiz oranları, döviz fiyatlarını etkileyen faktörlerin başında gelir. Ülkeler arasında bulunan faiz oran faklılıkları; döviz kurları üzerinde dalgalanmaların ortaya çıkmasına neden olur. Uluslararası sermayenin izleyiş şekli; faizin az olduğu ülkeden, faizin çok olduğu ülkeye doğru ilerler. Yani ülke üzerinde faiz oranlarının yükselmesi o ülkenin para biriminin değerlenmesine, düşmesi ise; para biriminin değer kaybetmesine neden olur.
Sağlam bir ekonomi için işsizlik oranının düşük olması ülkenin gelişimine büyük katkı sağlar ve bu sayede ülke güçlenerek büyümeye başlar. Faiz oranlarının düşük olması; o ülke için büyüme demektir.