Nike marka kimliği ile 1964 senesinde “Blue Ribbon Sports” ismi ile Phil Knight ve Bill Bowerman tarafından hayata geçirilmiştir. Bill Bowerman, o yıllarda saha antrenörlüğü yapmakta olan genç ve başarılı bir adamdı. Zamanının büyük bölümünü öğrencisi Phil Knight’ın koşu eğitimini geliştirmek ve bir yandan da daha iyi yerlere gelmesini sağlamak için mücadele veriyordu. Performansını arttırmak için ayakkabıları üzerinde stratejiler geliştirmeye çabalıyordu. Kendince denemiş olduğu birbirinden farklı yöntemler üzerinde başarısızlığa uğradı ancak onun pes etmeye pek de niyeti yoktu. Öğrencisi Phil Knight’ın, okulunu tamamlamasının ardından ayakkabı üzerine etkili makaleler yazmaya başlar. Phil Knight’a göre ayakkabıların Japonya’da üretilmesi gerekiyordu ancak onun bu sözlerini dikkate alan bir kişi bile yoktu.

Nike İki Ortak İle İşe Başlar
Bu durum karşısında, insanlara anlatmaya çalıştığı taktiğin bir kısmını uygulamaya karar verir. Japonya’dan ayakkabı ithal etmeye başlar ve bu ayakkabıları satıp güzel paralar kazanacaktır. Ayakkabıların gelmesi ile birlikte bu partinin tamamını koçu Bill Bowerman’a satmak ister ancak sunmuş olduğu bu teklif geri çevrilir. Çünkü Bill Bowerman’ın amacı ortak olmak ve satışları beraber yapmaktır. İşe başlayan ikili, ilk başlarda satışları yüksek olmamasına rağmen 20 bin dolar satış rakamına ulaşırlar.
Nike’ın İlk Ayakkabısı Başarının Kapılarını Açtı

Bir süre sonra kendilerine ait olan ayakkabı serilerinin satışını gerçekleştirmek için çeşitli yollara başvurdular. Uzun yıllar boyunca mücadele ederler ve yıl 1971, bu yıl içerisinde satışa sunmuş oldukları güçlendirilmiş taban yapısına sahip antrenman ayakkabılarının tanıtımını 1972 yılının başlarında gerçekleştirirler. U.S. Track & Field Trials ile başarıyı yakalamaya az kalmıştır. Nike markasının temsilcisi olan Steve Prefontaine, 3 yıl boyunca bu ayakkabı ile 2 bin metreden 10 bin metreye kadar 7 Amerikan rekoruna imza attı. Nike’ın ilk ayakkabısı hiçbir zaman unutulmadı..
Yıl 1979 ve Nike artık büyümenin eşiğine yavaş yavaş gelmiş durumdadır. Bu yıl içerisinde Nike Air modelini piyasaya çıkardı. Bu durum onlara, rakipleri ile mücadele etme gücünü sunmuş oldu. Nike, hızlı bir şekilde büyümeye başlamış ve neredeyse önünde hiçbir engel kalmamıştır. 1982 yılının başlarında Amerika’nın önde gelen atletik ve antrenman ayakkabı tedarikçisi firmalarının arasına girmeyi başardılar. Nike’a ait olan markanın logosu, artık herkes tarafından bilinir bir hal almıştır. Nike’ın sloganı “Just Do It” anlamı ise; “Sadece Yap” demekti. NBA amatörü Michael Jordan için farklı özel tasarıma sahip ayakkabılar ürettiler. O yıllar Michael Jordan’ın popülerliğinin yüksek olması, Nike için büyük yükselişler demekti ve tahmin ettikleri gibi marka büyük satış rekorlarına ulaştı. Bir süre sonra kıyafet ve farklı spor aksesuarlarının üretimini gerçekleştirerek, pazar paylarını genişletirler.
Nike Artık Dünya Markası Olma Yolunda İlerlemeye Çoktan Başlamıştır
1996 yılında golfçü “Tiger Woods” ile 5 milyon dolarlık anlaşma imzalar ve artık Nike bir dünya markasıdır. Kendi simgeleri ile yeni ayakkabı modellerini üreterek halka sunmaya devam ederler. Nike Shox geliştirerek dünya genelinde satış rakamlarını arttırmayı başarırlar. Nike markalaşma yolunda artık neredeyse istemiş olduğu hedefe ulaşmış duruma gelmiş ve koca bir imparatorluğun temelini atmıştır. Yıllar birbirini kovalar ve sene 2012, bu yıl içerisinde Nike’ın yıllık geliri 24 milyar doların üzerine çıktı ve şimdilerde ise; 34 milyar dolardan fazla gelire sahiptir. Converse Inc ve Hurley International şu an Nike’ın ortakları arasında yer alırlar. Günümüzde Nike’ın başarısı hakkında fazla söz etmeye gerek olmadığını düşünüyoruz. Çünkü ismine bile gerek kalmaksızın, logosunu görmek bile yeterli oluyor. Nike markasının hikayesi kısaca bu şekildedir. Nike markalaşma süreci konusunda, birçok kişiye ilham kaynağı olacağını düşünüyoruz.